Araştırmalar şirketlerin önümüzdeki 5 yıllık gelirlerinin yarısının tamamen yeni hizmet ve ürünlerden gelmesini beklediğini gösteriyor. Sadece maliyet ve verimlilik odağı çok riskli, büyüme kaçınılmaz ama zor. Büyümede ise inovasyon kritik ancak şirketlerin sadece %30’u inovasyonda başarılı olduğunu düşünüyor!
Doğru büyüme ve inovasyon modelleri, sektörünüzde ‘yıkıcı’ olabilecek tehditleri fark etmenizi ve bunları fırsata çevirmenizi sağlar. Rakiplerinizin önüne, kolay kopyalanamayacak şekilde geçmenizi sağlar. En başta müşteriler olmak üzere tüm paydaşlar için yarattığınız değeri arttırır.
İNOVASYON YETENEKLERİNİZDE NEREDESİNİZ? |
---|
Zaman zorlaştığında, zorluklar yenilikçi olur ve gelecekte büyümeye giden yolları yaratır (1) Yıkıcı ve büyük belirsizliklerin olduğu zamanlarda, şirketler elindekilerini koruma ve ortamın daha normale dönmesini bekleme eğilimdedir. Neredeyse yeni bir çağın şekillenmekte olduğu bu dönemde, aslında bu çok riskli bir stratejidir. Yüksek enflasyon, yüksek faiz oranları, global para politikalarında sıkılaşma, pandemi ve savaş ile birlikte yeniden şekillenmekte olan tedarik zincirleri, sürdürülebilirlik gündemi gibi sayabileceğimiz birçok zorlu koşulun iş dünyasının yeni normu haline geldiği, ve şirketlerin iş modellerine kritik etkileri olduğu ve olmaya devam edeceği kaçınılmaz bir gerçek. Bu kadar değişimin, belirsizliğin ortasında, sadece maliyetleri yönetmeye çalışmak ve verimliliği arttırmaya yönelmek, neredeyse 8 şirketten 7’sinin karşı karşıya olduğu büyüme zorluğunu ve zorunluluğunu maalesef çözmüyor (1). Tam tersine, şirketler uzun dönemli başarılarını garanti altına alabilmek için, yeni ortaya çıkan veya çıkabilecek büyüme fırsatlarını keşfetmek zorundalar. Kuşkusuz inovasyon ise, bu hedefi gerçekleştirmek için son derece kritiktir. Kalıcı üstün performans, yönetim ekiplerinin inovasyon çabalarını - büyüme ve çeşitlendirme hedefi ile- yeni fırsatlara odaklanmasını ve bu fırsatları değerlendirmek için yeni ürünler geliştirmesini, yeni iş modellerine yatırım yapmasını ve yeni ortaklıklar kurmasını gerektirir. "Çok yönlü liderler", tasarruf yapmak gibi savunma önlemleri alırken, aynı zamanda hücuma da devam ederek, tüm belirsizliklere ve oynaklığa rağmen şirketlerine ve tüm paydaşlarına değer yaratmaya devam eder ve kuruluşlarını, temelden değişmekte olan bir dünyada gelişmeye hazırlar. Gerçekten, araştırmalar yalnızca olumsuzluklardan kaçınmaya odaklanan şirketlerin geride kalma eğiliminde olduğunu gösteriyor. 2008'de Büyük Durgunluğun başlamasından bu yana, maliyet kontrolü yaparken aynı zamanda gelir artışına öncelik veren Kuzey Amerika ve Avrupa şirketleri, hissedarlarına sektördeki emsallerinden çok daha fazla değer sağlayabilmiştir. Hızla değişen bir ortamda, daha stratejik seçenekler yaratırken, büyüme fırsatlarını yakalamak için inovasyon çok önemlidir. Birçok şirket şimdiden harekete geçiyor: McKinsey’in 2021 Yeni İş Kurma Anketine katılanlar, ortalama olarak önümüzdeki beş yıldaki gelirlerinin yarısının tamamen yeni ürün, hizmet ve iş alanlarından gelmesini beklediklerini bildirmiştir. Mayıs 2021'de yapılan McKinsey anketi, pandeminin ilk 12 ayında ekonomide üst sıralarda yer alan şirketlerin yeni ürün ve hizmetler üretmede düşük performanslı emsallerine göre neredeyse iki kat daha hızlı yenilik yaptığını ortaya koymuştur. |
1.‘İNOVASYON YETENEKLERİNİZDE NEREDESİNİZ’ DANIŞMANLIK HİZMETİ? NASIL FAYDA SAĞLAR? |
|
2. HANGİ ŞİRKETLER BU HİZMETİ ALABİLİR? |
|
3. SOLUTION PARTNERS’DA BU DANIŞMANLIK HİZMETİ NASIL İLERLER? |
Proje başlangıcında, şirket içinde projenin ana sponsoru ve Solution Partners ile veri, anket vd. bilgi ihtiyaçlarının derlenebilmesi için şirket içi koordinasyonu yapacak, bire bir yapılacak görüşmelere katılacak ve projede Solution Partners’ın gerekli know-how transferini yapabileceği bir proje sorumlusu belirlenmesi gerekmektedir. Proje, şirket proje sponsoru liderliğinde ve projenin dokunacağı tüm paydaşların katıldığı bir proje başlangıç toplantısı ile başlayacak, bu toplantı kapsamında projenin amaçları, yöntemleri, takvimi üzerinde bilgilendirme yapılarak mutabık kalınacaktır. Proje, aşağıda detaylandırılan 4 aşamadan oluşacaktır. |
3.1. Şirket Mevcut Durum Analizi Mevcut durum analizi kapsamında şirketin vizyonu, kısa/orta/uzun vade hedefleri, finansal durum analizi ile içinde bulunduğu rekabet ortamı değerlendirilecektir. Bu kapsamda yapılacak analizlere bazı örnekler aşağıda yer almaktadır:
Şirket vizyonu;
|
3.2. Şirket Büyüme ve İnovasyon Yeteneklerinin En İyi Uygulamalarla Karşılaştırılması Şirket büyüme ve inovasyon yeteneklerinin, aşağıdaki 5 ana başlıkta mevcut performansı incelenecek ve en iyi uygulamalarla karşılaştırması yapılacaktır:
Projenin bu adımında, şirketin farklı fonksiyonlarında ve pozisyonlarında olan belirlenecekler kişilerin, 60 kapsamlı sorudan oluşan bir anketi tamamlamaları istenecektir. Tüm yanıtlar toplanıp değerlendirildikten sonra, gerekli görülmesi halinde, Solution Partners danışmanları tarafından bire bir görüşmeler de yapılabilecektir. |
Disruptive “Yıkıcı” Stratejiler | ||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
Sed ut perspiciatis unde Yıkıcı stratejiler büyümede başarıyı garanti etmiyor ama hiç kuşkusuz yardımcı oluyor..... Büyümenin Kaçınılmazlığı (1)Araştırmalar gösteriyor ki, kabaca on şirketten sadece biri, birkaç yıldan fazla bir süre, hissedarlarına ortalamaların üzerinde getiri sağlayan bir büyüme gerçekleştirebiliyor. Çoğu zaman tam tersine büyüme girişimleri tüm şirketin çökmesine neden olabiliyor. Büyümeyi sağlamanın muhtemelen en göz korkutucu yanı, bunu bir kez sağlamada başarısız olursanız, gelecekte bunu başarma ihtimalinizin çok düşük olmasıdır. Şirketin büyüme kasları bir kez güçsüzleştiğinde, tekrar güçlenmesi ve harekete geçebilmesi oldukça zor. Yöneticiler büyüme zorunluluğundan kaçamazlar. Yine de, eğer tarih bir rehber ise, başarı şansı korkutucu derecede düşüktür. Inovasyon bir Kara Kutumu? (1)Neden büyüme yaratmak ve bu ivmeyi koruyabilmek bu kadar zor? Gene araştırmalar gösteriyor ki, her 10 yatırımdan 2’si daha en başından başarısız oluyor, 6'sı yürüyen yaralı gibi zar zor hayatta kalabiliyor ve ancak 2'si şirketin toplam başarısını etkileyebilecek şekilde hayata geçebiliyor. Büyüme ve inovasyonun zorluğunun cevabı, fikirlerin şekillendiği süreçte yatmaktadır. Orta düzey yöneticiler, her şirketin inovasyon sürecinde çok önemli bir rol oynar. Orta düzey yöneticiler, pazarı garanti olmayan yeni ürün konseptlerinin arkasında durmakta genellikle çekimser kalırlar. Şirketlerin kaynak ayırma, önceliklendirme süreçleri, orta düzey yöneticileri, her bir yeni fikrin hedeflediği pazarların büyüklüğü ve büyüme potansiyelini güvenilir verilerle desteklemesini zorunlu kılar. Önemli müşterilerden gelen görüşler ve geri bildirimler, yeni bir fikrin gerçekten potansiyeli olduğu iddialarının güvenilirliğini inanılmaz şekilde arttırır. Ürün henüz tam geliştirilmemişken, bu veriler, dayanaklar, analizler nereden gelir? Genellikle geçmişte başarılı olmuş mevcut müşteriler, benzer pazarlar ve ürünlerden gelir. Büyümek isteyen yöneticilerin sorunu, yarının heyecan verici büyüme pazarlarının bugün küçük olması ve destekleyici, heyecanlandırıcı somut verilerin olmamasıdır. Bu büyüme ve inovasyonun zorluklarından sadece biridir. Sonuçta gerçekten yenilikçi tüm fikirler, kaçınılmaz olarak mevcut müşterileri daha da mutlu etme girişimleri şekline dönüştürülür. Aslında bu onaylama, kaynak ayırma, şekillendirme süreçlerinden ‘me-to’ (bana da) inovasyonları şeklinde çıkabilen yeni fikirlerin çoğu, ne yazık ki aslında gerçekten ‘yıkıcı’ büyüme yaratma potansiyeline sahip müşteri değer önerileri ve iş modelleri olarak şekillendirilebilirdi. ‘Disruptive’ (Yıkıcı) İnovasyon Modeli (1)Rekabeti yenip yenemeyeceğimizi savaştan önce nasıl bilebiliriz? Yeni iş fikrimizi yıkıcı stratejilerden birine nasıl dönüştürebiliriz? Yenilikçi büyüme yarışında kazanacakları gerçekten tahmin edebilir miyiz? ‘Disruptive’ inovasyon…..uzun yıllardır bu kavram yanlış yorumlanıyor ve kullanılıyor. Akıllıca, yeni, biraz iddialı gözüken her şey ‘disruptive’ (yıkıcı) olarak tanımlanıyor. Ya da yeni teknolojilerin ‘disruptive’ (yıkıcı) olduğu söyleniyor. Oysaki yıkıcı olan teknoloji değil, teknolojinin hangi işler için ve nasıl bir iş modeli ile kullanıldığıdır. ‘Disruption’ bir teoridir; Farklı koşullarda rekabetçi savaşların sonuçlarını daha iyi tahmin etmeyi mümkün kılan kavramsal bir sebep ve sonuç modelidir. İnovasyonunun koşullarına bağlı olarak 2 farklı inovasyon kategorisi vardır – ‘Sustaining’ (Sürdürülen) ve ‘Disruptive’ (Yıkıcı). ‘Sustaining’ (Sürdüren olarak tanımlayabileceğimiz) inovasyonlar, mevcut olanlardan daha iyi performansa sahip ürün/hizmetlerle, talepkar, daha üst segment olarak tanımlanabilecek müşteri gruplarını hedefler. Bu tip bazı inovasyonlar, tüm iyi şirketlerin yaptığı gibi, yıldan yıla kademeli iyileştirmelerdir. Diğer bu tip inovasyonlar ise, daha çığır açan, bir anda rekabetin ötesine sıçrama yaptıran ve şirket konumunu iyileştiren nitelikte olabilir. Yeniliğin teknolojik olarak ne kadar zor olduğundan bağımsız olarak; yerleşik, sektöründe güçlü pozisyona sahip şirketler, bu tip savaşları neredeyse her zaman kazanır. Bu strateji, en iyi müşterilerine daha yüksek kar marjları ile satabilecekleri, daha iyi bir ürün yapmayı içerdiğinden, sektöründe güçlü firmaların bu tip inovasyon savaşlarına girmek için çok güçlü motivasyonları ve kazanmak için ise kaynakları var. ‘Disruptive’ (Yıkıcı) inovasyonlar ise aksine, mevcut pazarlarda, mevcut müşterilere daha iyi ürünler sunmaya çalışmaz. Bunun yerine, mevcut ürünler kadar iyi olmayan ürün ve hizmetlerle pazarda rekabet kurallarını bozar ve yeniden tanımlarlar. Ürünler mevcut ürünler kadar iyi olmasa da – daha basit, daha kolay erişilebilir ve daha ucuz olup, daha az talepkar veya ürün/hizmetin kullanıcısı olmayan tamamen yeni müşterileri hedefler. Yıkıcı ürün/hizmet yeni veya daha az talepkar, daha alt segment müşteri gruplarında kendine yer edindiğinde, bu sefer iyileştirme döngüsü başlar. Teknolojik ilerlemelerin ve genelde ürün iyileştirmelerin hızı, müşterilerin onları kullanma beceri ve hızlarını bir noktadan sonra aştığı için, daha önce yeterince iyi olmayan teknoloji ve ürün/hizmetler, sonunda daha talepkar, daha üst segment müşterilerin ihtiyaçlarıyla kesişecek kadar gelişir. Bu olduğunda, ‘disruptive’ (yıkıcı) strateji izleyen şirketler, nihayet yerleşik, güçlü firmalara ciddi tehdit oluşturacak ve ezecek bir yola çıkmış demektir. Peki, tehdit altındaki güçlü firmaların önündeki seçenekler nedir? “En az sadık, fiyata en duyarlı müşterileri elde tutabilmek için işlerinin en az kârlı tarafını korumak için yatırım yapılmalı mıdır? Yoksa daha iyi ürünler için daha yüksek fiyatlar ödemeye hazır müşterilerde, yani en karlı işlerinde konumlarını güçlendirmek için mi yatırım yapmalıdırlar?” Bu ikilemle karşılaşan yöneticiler için; daha alt segment müşterileri veya yeni potansiyel müşterileri daha ucuz ürün ve hizmetlerle hedefleyen saldırılarla savaşmak yerine, aldırış etmemeye motive eden güçlü faktörler vardır. ‘Sustaining’ (Sürdürülen) inovasyonlar, yıkıcı olanlara göre o kadar önemli ve çekicidir ki, yerleşik, güçlü şirketler, ‘disruptive’ (yıkıcı) tehditleri ve fırsatları sistematik olarak görmezden gelir. Ancak bu, nihai olarak, her şirketin yapması gerekeni yaparken, bir yerde kendi çöküşünün yolunu da hazırladığı anlamına gelebilir. Bu da, inovasyonun hem ikilemi, hem de çözümünün başlangıcıdır. Bu nedenle, sektöründe güçlü rakipleri alt etmek için ‘disruption’ (yıkıcılık) etkili bir stratejidir. ‘Sustaining’ (sürdürülen) inovasyon stratejisi, yeni ve ciddi büyümekte olan iş alanları yaratmanın uygun bir yolu değildir. ‘Disruptive’ (yıkıcı) stratejiler, başarıyı garanti etmez ama kesinlikle yardımcı olur; Araştırmalar başarı ile büyüyen iş alanları yaratma olasılığını %6'dan %37'ye çıkardığını ispatlamaktadır. Peki, şirketler istesede istemesede, her sektörde ‘disruptive’ (yıkıcı) trend’ler ve yeni oyuncular olacağına göre, yerleşik, güçlü şirketlerde, bunları doğru stratejiler ve iş modelleri ile fırsata çevirerek, bu güçlü büyüme rüzgarını arkalarına alabilirler.
|
“Jobs To Be Done” Yaklaşımı ile Müşteri Değer Önerisi Geliştirilmesi |
---|
Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium doloremque laudantium, totam rem aperiam, eaque ipsa quae ab illo inventore veritatis et quasi architecto beatae vit dicta sunt explicabo. Nemo enim epsam voluptatem quia voluptas sit aspernatur aut odit aut fugit, sed quia consequuntur magnie |
Şirket Müşteri Değer Önerisinin Geliştirilmesi ve Güçlendirilmesi |
---|
Sed ut perspiciatis unde omnis iste natus error sit voluptatem accusantium doloremque laudantium, totam rem aperiam, eaque ipsa quae ab illo inventore veritatis et quasi architecto beatae vit dicta sunt explicabo. Nemo enim epsam voluptatem quia voluptas sit aspernatur aut odit aut fugit, sed quia consequuntur magnie |
Tüm hizmetlerimiz için, şirketinize özel
ÜCRETSİZ teşhis ve ihtiyaçları değerlendirme çalışması… Teklifimiz kabul görmese bile, sonuçlar şirket ile paylaşılır ve mutlaka farklı perspektifler sağlar.
Copyright © 2023, Solution Partners, Tüm Hakları Saklıdır.